var mı yok mu?

Lanet olsun dostum, hepimiz öleceğiz!


bu veciz sözün sahibi Amerikalı yan karakterler sonuna kadar haklılar. Hepimiz öleceğiz ve sahip olduğumuz şu hayat ellerimizden kayıyorken telaşa kapılıp abuk sabuk cümleler kuracağız. Ha bunun için saniyeler sonra suyun içine gömülecek bir denizaltıda ya da manyak bir katilin göz hapsinde olmamız gerekmiyor. Bazen hayatınızın kayması çok daha “normal” sahnelerle de mümkün olabiliyor. Örnek mi vereyim? Ah, dejavu yaşayıp kör kuyularda bir daha , bir daha boğulayım mı istiyorsunuz? İstediğiniz buysa size onu vereceğim...


meyillendiğiniz kızın gereksiz bir adamın kollarında en tatlı mutlulukları bulması...bu olaydaki “gereksiz adam” karakteri sırf bu anlarda varolan ve bu sahneden sonra yok olan karakterler gibi bence. Sırf hayatımızı si... sırf bizi sitemkar etmek için yaşıyorlar. sinemadan çıkıp dünyanın efendisi olduğunu sanan ama birkaç dakika sonra “nohutları geceden ıslattım mı acaba?” yı düşünüp yok olan karakterler gibiler bunlar. Küçük bir zaman diliminde var oluyorlar. Bir anda hayatınıza giriyorlar; bir bakıyorsunuz kız yok! O küçük zaman dilimi sizi sonsuz bir efkara sürüklemeye yetiyor da artıyor zaten.


Bu “gereksiz adam” karakterleri sanki dünyanın adaletsizliğine vurgu yapıyorlar. Hayır lan, bu kız bu tipe nasıl bakar? hangi kainatın hangi esrarengiz düzeni buna sebep olur? Hani lan altın oran, hani olm 3.14?”

Sayın “gereksiz adam” neden benim bir nokta beş(1.5) kiloluk beynimi bu sorgularda tüketiyorsunuz?


Şimdi seyircileri de ikileme düşürmek istemem ama en sevdiğim metottur “umut varmış gibi ama aslında yokmuş gibi “ yapmak. Hem romantik ama gerçekdışı bir son olmuyor hem de aptalsı bir tebessümle fantezi yapmaya devam edebiliyor seyirci. “Şimdi hiç umut yok mu doktor?” diye soranlara “beyefendi sittinsene uğraşsak sizi toparlayamayız, takdir edersiniz ki tıbbın da gelebileceği bir nokta var “ demek hiç hoş değil. Küçükten bir umut vereceksin “ ya hiçbir gideriniz yok gibi gözükse de , milyarlarca insan var en nihayetinde...” demek daha hoş mesela.


Umut var mı yok mu? Bu sorunun cevabını veremem . bilsem de vermezdim zaten. Hem cevabını bilseydiniz vazgeçerdiniz siz de. Yerden spatula ile kazıdığımız, omuzları düşmüş özgüveni göçmüş arkadaşların soyu tükenirdi belki de. Belki de derbeder olmuş nice genç kendini derslere verir ve akademik kariyere yoğunlaşırdı. Bilimsel buluşlar ve patentler artardı. Ülke olarak inanılmaz bir kalkınma hamlesi yapardık. Avrupa’nın en büyük ekonomisi olur, operaya ya da klasik müzik dinletisine giderdik hafta sonları. Enerji odaklanması ile yapardık bunu...ama hiç güzel olmazdı biliyor musunuz! O küçük umut kırıntısı o kadar tatlı ki, vazgeçemezsiniz. Bir sonraki sahneyi bildiğiniz filmi izleyip ne yapacaksınız? Boşverin .umut güzel, umut tatlı!


-Lanet olsun dostum, hepimiz avucumuzu yalayacağız!

- kapa çeneni! hepimiz kurtulacağız. Size söz veriyorum: hiç kimse avucunu yalamayacak!

-...

0 İtiraz: